Bölgemizde yaygın olarak görülen böbrek taşı sorununa dikkat çeken Üroloji Uzmanı Op. Dr. Sait Yamiş, gelişen modern cerrahi ve görüntüleme yöntemleriyle böbrek taşı ameliyatlarının hem yetişkinlerde hem de çocuklarda artık daha güvenli ve etkin bir şekilde yapılabildiğini söyledi.

Böbrek taşlarının özellikle ülkemizde sık karşılaşılan sağlık sorunlarından biri olduğunu belirten Özel Bağlar Hastanesi (OBH) Üroloji Uzmanı Op. Dr. Sait Yamiş, dünya genelinde bir insanın hayatı boyunca böbrek taşı oluşturma olasılığı yüzde 12 olarak ifade edildiğini ancak bu oranın ülkemizde daha yüksek olduğu ve özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi"nde yüzde 30"lara çıktığı gözlendiğini kaydetti. Yamiş, bölgedeki genetik faktörlerin, coğrafi nedenler, sıvı alımının az olmasının ve yüksek hava sıcaklığı hastalığının sık görülmesinin bu oranın yükselmesinin ana nedenleri olarak gösterildiğini vurguladı.

“Şiddetli ağrıyla kendini belli eder”

Böbrek taşları tıkanıklık ve iltihaplanmaya yol açarak böbrek hasarına ve kaybına yol açabildiğini ve bu nedenle erken tanı ve uygun tedavinin çok önemli olduğunu söyleyen Op. Dr. Yamiş, özellikle 8 milimetreden büyük taşların tedavisinin genellikle müdahale gerektirdiğini ifade etti. Yamiş, herhangi bir tıkanıklık ya da ağrıya yol açmasa bile böbreklere verdikleri zarar nedeniyle böbrek taşlarının ciddi ve potansiyel bir risk olduğuna dikkat çekerek, “Taş hastalığı genellikle böbreklerin olduğu yerde şiddetli ağrıyla kendini belli eder. Kimi hastalarda korkunç ağrılar yaşanırken, kimi vakalarda ağrı her zaman şiddetli seyretmeyebilir. Ayrıca idrarda yanma, bulantı, kusma ve kanama da taş hastalığının belirtilerindendir” dedi.

Taş tedavisinde kullanılan yöntemlerin ESWL (ses dalgası ile), medikal tedavi, cerrahi tedavi şeklinde ayrıldığını kaydeden Yamiş, cerrahi tedavinin ise açık ve endoskopik (kapalı) şeklinde ikiye ayrıldığını belirtti. Yetişkinlerde uygulanan PNL ile böbrekte oluşmuş 2 santimetreden büyük taşlar için ciltte açılan küçük bir delikten endoskop sokularak yapılan perkütan taş cerrahisi kullanıldığını söyleyen Yamiş, bu yöntemle açık ameliyata göre taşların daha iyi temizlendiğini ve iyileşme sürecinin daha kısa olduğunu vurguladı. Çocuklarda uygulanan PNL yönteminin Pediatrik PNL, Mini PNL, Ultra Mini PNL, Mikro PNL ve RIRS şeklinde ayrıldığını belirten Yamiş, “Teknolojik olarak kullanılan aletlerin incelmesi ile birlikte çocuklarda da uygulanabilen bu yöntemlerin öncesinde ve sonrasında hastanın günlük yaşantısını sınırlayan herhangi bir kural bulunmuyor. Ameliyat sonrasında bir hafta kadar hastanın fiziksel zorlanma gerektiren spor, ağır taşıma gibi hareketlerden kaçınması yeterli oluyor. Bu yöntemlerin gelişmesi ile birlikte açık cerrahiye oranla hastanede kalma ve fiziksel tedaviye başlama süresi de kısa oluyor” şeklinde konuştu. Faruk ŞİMŞEK



Editör: Haber Merkezi