Yeni Yüzyıl Partisi Genel Başkanı Arslan Batman Kitap Fuarı’nda
Yeni Yüzyıl Partisi Genel Başkanı Arslan Batman Kitap Fuarı’nda
İçeriği Görüntüle

DİYARBAKIR HABER - DEM Parti, PM toplantısının sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgede; İBB Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na yöneltilen casusluk suçlaması, basın özgürlüğü, 11. Yargı Paketi ve süreç vurgusu yapıldı. Çözüm sürecinin sağlıklı ilerlemesi için yasal zemin olması gerektiği belirtilen bildirgede; "Bu ülkenin geleceğini silahların gölgesi değil halkın ortak iradesi belirleyecek" denildi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 27 Ekim'de gerçekleştirilen Parti Meclisi (PM) toplantısının sonuç bildirgesini yayınladı.

Partiden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"1. Bir yılı aşkın süredir ülkenin temel gündemi olan Barış ve Demokratik Toplum Süreci değerlendirilmiş, sürecin ana hedefine ulaşması için partimize düşen görev ve sorumluluklar yeniden ele alınmıştır. Bilindiği üzere, 12. Kongresi ile kendini fesheden PKK, 26 Ekim 2025 tarihinde Türkiye sınırları içindeki tüm silahlı güçlerini geri çekme kararı aldığını duyurdu. Bu gelişme, demokrasi, hukuk ve toplumsal barış süreci bakımından da önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilmeli; gerekli hukuki ve siyasi adımlar bir an önce hayata geçirilmelidir. Halklarımızın yıllardır süren acıların, kayıpların ve yıkımların artık son bulması yönündeki iradesi nettir. Şiddetin değil siyasetin, savaşın değil demokratik çözümün öne çıkması için bu adımın samimiyetle desteklenmesi gerekmektedir. Çünkü barış yalnızca silahların susmasıyla değil, eşit yurttaşlık ve demokratik hakların tanınmasıyla kalıcı hale gelir. Eş Genel Başkanlarımız 27 Ekim’de yaptıkları açıklamada hem genel sürece hem de Kürt hareketinin attığı son adıma, yani silahlı güçlerin geri çekilmesi kararına yönelik partimizin görüşlerini aktarmıştır. Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin akamete uğramaması, bu topraklarda barışın ve eşitliğin kök salması için üzerimize düşen her sorumluluğu dün olduğu gibi bugün de alma kararlılığındayız. Barışın ve demokratik toplumun inşası bu topraklarda yaşayan herkes için bir arada eşit ve özgür yaşamın önünü açacaktır. Bu ülkenin geleceğini silahların gölgesi değil halkın ortak iradesi belirleyecektir.

2. Türkiye bir kez daha iktidardan yöneltilen hukuk dışı uygulamalarla, adaletsizlikle ve baskıyla karşı karşıyadır. Son günlerde CHP’ye yönelik gerçekleştirilen operasyonlar, sadece bir partiye değil; tüm demokratik muhalefete, halkın iradesine yapılmış açık bir saldırıdır. İktidar, yargı eliyle muhalefete yönelik yürüttüğü operasyonlarda bu kez “casusluk” suçlamalarına başvurmuştur. Medya organlarına da kayyım atanmasına yol açan gelişmelerle karşı karşıya kalınmıştır. TELE1’e ve gazeteci Merdan Yanardağ’a yöneltilen suçlamaların mesnetsiz olduğu ve medyayı baskılamak amacı taşıdığı aşikârdır. Basına dönük baskıları ve kayyım uygulamalarını en sert biçimde kınıyoruz. Demokrasi güçleri bu uygulamalar karşısında susmayacaktır. Dayanışmamızı etik değerlere ve demokrasiye olan inancımızla ve mücadele kararlılığımızla büyüteceğiz.

3. 2026 yılı bütçesinin görüşülüp karara bağlanacağı bütçe süreci başlamıştır. Bütçelerin siyasi iktidarlar açısından en önemli siyaset belgesi olduğu bilinmektedir. Çünkü bütçe tasarımları siyasi iktidarların tercihlerini en açık haliyle gösterir. Ülkelerin gelir kaynaklarının ve bu kaynakların dağıtımının hangi esaslarla yapıldığı; adil, şeffaf ve eşitlikçi olunup olunmadığı bütçelere bakılarak görülebilir. 2026 bütçe tasarımında AK Parti iktidarının siyasi tercihi açık bir biçimde görülmektedir. Yoksuldan toplayıp zengine dağıtan bu bütçeyi kabul etmiyoruz. İçinde emekçilerin, kadınların ve gençlerin geleceğini güvenceye alabilecek hiçbir özellik bulunmayan bir bütçe taslağıyla karşı karşıyayız. Bu bütçe, savaşı, silah harcamalarını, sermayeyi öncelemekte; yoğun emek sömürüsüne ve güvencesizliğe dayanmakta; erkek egemenliğini, inanç istismarını ve dini siyasete alet eden anlayışları besleyen harcamaları ilk sıraya almakta; doğa kıyımına yol açabilecek talan siyasetine hizmet etmektedir. Bu bütçede emek yoktur, barış yoktur, eşitlik yoktur. Bu bütçe, sermaye için “var”lar; emekçiler için “yok”lar bütçesidir. Parti Meclisimiz, kasım ve aralık aylarında “EKMEK-BARIŞ” başlığıyla halkçı ve eşitlikçi bir bütçe talebi için mücadeleyi büyütme kararlılığındadır. Asgari ücret, emekliler, derinleşen yoksulluk ve barış gündemleriyle bir eylem programını hayata geçirmeye; bu gündemlerle beş koldan Ankara yürüyüşü gerçekleştirmeye; tüm demokrasi ve emek güçleriyle birlikte iktidarın önerdiği 2026 bütçesine karşı halkın talepleriyle meydanlarda olmaya karar vermiştir. Barışın ekonomisini ve halkın bütçesini isteyen tüm kesimleri; yoksullaşan bir ülke ve yoksunlaşan bir toplum yaratan bu sermaye sistemine karşı birleşik ve güçlü bir muhalefet yaratmaya, mücadeleyi büyütmeye ve iş birliğine çağırıyoruz.

4. “11. Yargı Paketi” adıyla kamuoyunda çeşitli bilgilerle tartıştırılan düzenlemeler adaletin değil; kontrolün, inkarın, baskının aracıdır. Ayrımcılığı kanunlaştırma girişimidir. Dönemin ihtiyacı, eşitliğe aykırı ve antidemokratik yasaların değiştirilmesidir. Hukuk sisteminde ceza ağırlaştırma yoluyla daha kısıtlayıcı değişiklikler yapılması değil, bütünlüklü ve özgürlükçü yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Toplumun adalet ve demokrasi ihtiyacı çok temel bir talep olarak ortada dururken, yargı paketinde bu talepleri karşılayacak tek bir madde olmadığı görülmektedir. Tersine bu paket taslağı, antidemokratik uygulamaları daha da derinleştirecek ve nefret suçlarının önünü açacak bir yaklaşımın hazırlığıdır. Kültürü, dili, inancı, cinsiyet kimliği, cinsel yönelimi ne olursa olsun her yurttaş eşit hakları ve onurlu bir yaşamı hak etmektedir. Buna saygı duyulması demokratik bir toplumun ön koşuludur. DEM Parti olarak, tüm farklılıklarımızla bir arada yaşama inancımıza saldırı olarak gördüğümüz bu yargı paketine karşı; toplumun eşitlik, özgürlük, adalet ve barış mücadelesini daha da yükseltmek üzere alanlarda olmaya ve mücadele ortaklığımızı büyütmeye kararlıyız.

Biz umutsuz değiliz. Çünkü halkın örgütlü gücü her türlü baskıdan büyüktür. Çünkü bu ülkenin onurlu insanları eşitlik, özgürlük ve barış için yılmadan mücadele etmektedir."

Kaynak: HABER MERKEZİ