DİYARBAKIR HABER- Tarihiyle adeta yaşayan bir açık hava müzesi olan Diyarbakır Suriçi, her geçen gün tarihine zarar veren ihmallerle gündeme geliyor. 12 bin yıllık geçmişiyle birçok uygarlığın izlerini taşıyan kentte, antik sütunlar, sütun altlıkları ve başlıkları şu anda korunmasız ve atıl durumda bulunuyor.
Suriçi’nin çeşitli noktalarında rastlanan bu tarihi parçalar, kimi zaman inşaatlarda dolgu malzemesi, kimi zaman ise kafelerde masa ayağı, restoran girişlerinde süs objesi olarak kullanılıyor. Özellikle bazı işletmelerin, 2 bin yıllık sütun başlarını ikiye keserek dekor amaçlı kullandığı gözlemlendi. Bu durum, hem arkeologların hem de vatandaşların büyük tepkisini çekiyor.
Göz göre göre tarih yok oluyor!
Diyarbakır’ın tarihine tanıklık eden bu sütunlar, ne yazık ki toprak altında kalmaktan çok insan eliyle yok ediliyor. Bilinçsiz vatandaşların elinde parça parça dağılan bu tarihi kalıntılar, kentin kültürel mirasına büyük zarar veriyor.
Tepkiler Artıyor
Tarih tutkunu Mehmet Emin Aydın, “Bu eserler Diyarbakır’ın kimliğidir. Bugün bir sütun başını masa ayağı yapanlar, aslında kentin binlerce yıllık tarihini kesip atıyor. Bu kabul edilemez.” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.
Sur sakini Fatma Kaya ise durumu şöyle dile getirdi: “Her sokakta bir tarihi parça görüyoruz ama kimse sahip çıkmıyor. Çocuklar bu taşların üzerinde oynuyor, bazıları evinin bahçesine süs yapıyor. Oysa bunlar müzede olmalı!”
Uzmanlardan çağrı
Kültür mirası uzmanları, özellikle Koruma Kurulları, Müze Müdürlüğü ve belediyelere çağrıda bulunarak, bu tür tarihi kalıntıların derhal tespit edilip müze envanterine alınması gerektiğini vurguluyor.
“Diyarbakır’ın tarihini korumak hepimizin sorumluluğu.”
Uzmanlara göre, bu eserlerin yerinde tespit edilip koruma altına alınmaması, ilerleyen yıllarda geri dönüşü olmayan kültürel kayıplara yol açabilir. Tarihiyle insanlığın ortak mirası olan Diyarbakır, bir kez daha hatırlatıyor: “Tarih yok olursa, kimliğimiz de yok olur”






