DİYARBAKIR HABER- Birlik Vakfı Diyarbakır Şubesi, “Hikmet Buluşmaları” kapsamında dikkat çekici bir söyleşi programına ev sahipliği yaptı. “Deizm ve Eleştirisi” başlığıyla düzenlenen sohbet toplantısında, özellikle gençler arasında artan deizm eğilimi, inanç krizleri, ahlak–din ilişkisi ve modern dünyanın ürettiği sorgulamalar çok boyutlu şekilde ele alındı.
Programa konuşmacı olarak katılan Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Felsefesi ABD Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Gören Bayam, deizmin tarihsel kökenlerinden Türkiye’deki güncel yansımalarına kadar geniş bir perspektif sundu.
“Deizm, Batı’da Kilise Karşıtlığıydı, Bugün Din Karşıtlığına Dönüştü”
Deizmin tarihsel arka planına değinen Bayam, bu düşüncenin ilk olarak Batı’da Katolik Kilisesi’nin baskıcı tutumuna bir tepki olarak ortaya çıktığını vurguladı. Ancak günümüzde küreselleşen dünyada bu karşıtlığın yalnızca Hristiyanlıkla sınırlı kalmadığını belirten Bayam, “Artık bütün dinler, sanki Katolik Kilisesi ile eşdeğer görülerek reddediliyor. İslam da bu reddin hedefi haline geliyor” dedi.
Türkiye’de Deizm Oranı Ateizmden Yüksek
Bayam, Ankara Üniversitesi’nin 2023 yılında yaptığı dindarlık araştırmasına atıfta bulunarak Türkiye’deki tabloyu şu sözlerle özetledi: “Araştırmaya göre Türkiye’de toplumun yüzde 92,3’ü kendisini Müslüman olarak tanımlıyor. Ancak yüzde 3,2’si deist, yüzde 2,7’si ateist, yüzde 0,7’si agnostik olduğunu söylüyor. Yani deizm oranı ateizmden daha yüksek.”
Özellikle yükseköğrenim gören bireylerde deizm oranının yüzde 7,5’e çıkmasının dikkat çekici olduğunu belirten Bayam, bu durumun “akıllı insan dindar olmaz” algısıyla da ilişkili olduğunu ifade etti.
Gençlerin En Büyük Sorusu: Kötülük Problemi
Gençlerin deizme yönelmesindeki temel sebeplerden birinin “kötülük problemi” olduğunu vurgulayan Bayam, dünyada yaşanan savaşlar, zulümler ve adaletsizliklerin gençlerin zihninde büyük bir inanç sorgulamasına yol açtığını söyledi.
Gazze’de yaşanan soykırıma da değinen Bayam, gençlerin şu soruyu sıkça sorduğunu aktardı: “Eğer müdahale eden bir Tanrı varsa, bu zulümlere neden izin veriyor? Küçücük bir coğrafyada yaşanan bu acılar neden engellenmiyor?”
Bu sorgulamanın yalnızca Gazze ile sınırlı olmadığını belirten Bayam, bireysel acıların da aynı soruları doğurduğunu ifade etti: “Neden benim çocuğum hasta, neden ben fakirim, neden inanmayanlar refah içinde?”
“Deist Tanrı, Dünyayı Yaratıp Bırakan Tanrıdır”
Deizmin Tanrı anlayışını da açıklayan Bayam, deistlerin Tanrı’yı dünyaya müdahale etmeyen bir varlık olarak gördüğünü, bu yüzden de “emekli Tanrı” benzetmesinin yapıldığını aktardı. Peygamberlik kurumunun da bu bakış açısıyla sorgulandığını belirten Bayam, gençlerin zihnindeki çelişkilere dikkat çekti.
Dualar, İbadetler ve Yük Algısı
Gençlerin büyük bir kısmının ibadetle bilinçli bir bağ kuramadığını söyleyen Bayam, dua ve ibadetin bir alışkanlık ve anlam çerçevesi içinde öğretilmemesinin, dini pratikleri “yük” haline getirdiğini dile getirdi. Bayam, “Gençler çok dua ettiklerini ama karşılık alamadıklarını söylüyor. Bu da ‘Tanrı var ama benimle ilgilenmiyor’ düşüncesini doğuruyor” dedi.
“En Büyük Sebep: Müslümanların Yaptığı Yanlışlar”
Bayam’ın en çarpıcı tespitlerinden biri ise gençlerin deizme yönelmesinde Müslümanların tutumlarının etkili olduğu yönündeydi: “Gençler ‘Müslüman ama ahlaksız’, ‘ateist arkadaşım daha ahlaklı’ diyor. Tanrıya inanıyorlar ama Tanrı adına konuşanlara güvenmiyorlar.”
Bu durumun Batı’da kilisenin yaptığı hatalarla deizmin ortaya çıkışı arasında büyük benzerlik taşıdığına dikkat çekti.
Ahlak Dinsiz Olur mu?
Gençler arasında yaygın olan “ahlak için dine gerek yok” düşüncesini de ele alan Bayam, ahlakın kaynağının tamamen öznel hale gelmesinin ciddi sorunlar doğuracağını vurguladı. “Bütün savaşların kaynağı din” söyleminin de popüler ama yüzeysel bir yaklaşım olduğunu belirtti.
“Deizm, Ateizmin Bir Ön Basamağıdır”
Bayam’a göre deizm, çoğu zaman ateizme giden yolun ilk aşaması. Batı örneklerinde bunun açıkça görüldüğünü ifade eden Bayam, “Hayatında Tanrı’ya yer vermeyen bir inanç, zamanla Tanrı’yı da gereksiz hale getiriyor” dedi.
“İslam Dünyası kendini yeniden sorgulamalı”
Programın sonunda söz alan Birlik Vakfı Diyarbakır Şube Başkanı Metin Evsen, İslam dünyasının ciddi bir muhasebeye ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, “Alimlerimiz aydın değil, aydınlarımız alim değil. İki taraf da gençleri doyuramıyor. Ortaya ‘İslamsız Müslümanlık’ gibi garip bir tablo çıkıyor” dedi.
Evsen, anketlerde yüksek görünen Müslümanlık oranlarının pratikte çok daha düşük olabileceğini savunarak, bu kopuşun gençleri farklı ideolojilere yönelttiğini ifade etti.
Diyarbakır’da gerçekleştirilen “Deizm ve Eleştirisi” buluşması, Türkiye’de gençler arasında giderek derinleşen inanç, ahlak ve anlam arayışını tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Katılımcılar, sorunun yalnızca gençlerle değil, onları yetiştiren toplumsal yapı ve din diliyle de yakından ilişkili olduğu konusunda ortaklaştı.






