Diyarbakır’da ‘Deizm’ masaya yatırıldı:  “Emekli Tanrı”dan İslamsız müslümanlığa…
Diyarbakır’da ‘Deizm’ masaya yatırıldı: “Emekli Tanrı”dan İslamsız müslümanlığa…
İçeriği Görüntüle

DİYARBAKIR HABER- Diyarbakır’da yarım asrı aşan sinemacılık geçmişinin yaşayan tanıklarından eski sinemacı Abdülkadir Aydın, kentin sinema hafızasının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. 1950’lerden itibaren Diyarbakır’ın Türkiye’nin en güçlü sinema kentlerinden biri olduğunu hatırlatan Aydın, bugün özellikle Dilan Sineması’nın sahipsizlik, duyarsızlık ve ilgisizlik nedeniyle kaderine terk edildiğini vurguladı. Aydın’a göre sorun teknoloji değil; kültüre ve sanata sahip çıkmayan anlayış. “Dilan Sineması Diyarbakır’ın Hafızasıdır”

Diyarbakır’da yarım asrı aşan sinemacılık geçmişiyle kentin kültür ve sanat hayatına damga vuran isimlerden Abdülkadir Aydın, Diyarbakır sinemasının geçmişi, bugünü ve özellikle Dilan Sineması’nın geldiği noktaya dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Aydın, Diyarbakır’ın Türkiye’de sinema kültürünün en erken ve en güçlü biçimde yeşerdiği kentlerden biri olduğunu belirterek, yaşanan gerilemenin temel nedeninin teknoloji değil, toplumsal ve yönetsel duyarsızlık olduğunu söyledi.

“1950’lerde Diyarbakır’da 11–12 Sinema Vardı”

Diyarbakır’da sinemacılığın 1950’li yıllarda başladığını hatırlatan Aydın, o dönemde kentte yazlık ve kapalı olmak üzere çok sayıda sinema salonunun faaliyet gösterdiğini ifade etti. Roman Sineması, Dicle Sineması, Dilan Sineması, Yenişehir Sineması ve Roman Yıldız Sineması gibi salonların kentin sosyal hayatının merkezinde yer aldığını belirten Aydın, “1950’lerden 70’lerin ortalarına kadar Diyarbakır’da sinema çok canlıydı. Bu şehir sinemayla nefes alıyordu” dedi.

Abdulkadir Aydın

12 Eylül Sonrası Kırılma

1980 askeri darbesinin sinema kültürü üzerinde ağır bir kırılma yarattığını dile getiren Aydın, birçok sanatçının tutuklandığını ya da ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını, sansürlerin artmasıyla kaliteli filmlerin üretilemez hale geldiğini söyledi. Aydın, “Kaliteli film olmayınca seyirci de sinemadan uzaklaştı. Ardından televizyon ve video kasetlerin yaygınlaşmasıyla sinemalar duraklama dönemine girdi” diye konuştu.

“Dilan Sineması Orta Doğu’nun En Büyük Salonuydu”

Dilan Sineması’nın yalnızca Diyarbakır için değil, Türkiye, Orta Doğu ve Balkanlar için de sembolik bir yapı olduğuna dikkat çeken Aydın, bu salonun açıldığı dönemde bölgenin en büyük ve en nitelikli sinema salonu olduğunu vurguladı. Dilan Sineması’nın yalnızca film gösterimlerine değil; konserlere, tiyatrolara, konferanslara ve toplumsal buluşmalara ev sahipliği yaptığını belirten Aydın, “Burası Diyarbakır’ın kültürüne, sanatına, sosyal ve hatta siyasal hayatına büyük katkı sunmuş bir mekândı” dedi.

“Sahipsizlik Bu Hale Getirdi”

Dilan Sineması’nın bugün kapalı ve atıl durumda olmasının temel nedeninin sahipsizlik olduğunu söyleyen Aydın, hem toplumun hem de yerel yönetimlerin yeterince duyarlı davranmadığını dile getirdi. İstanbul’daki Emek Sineması örneğini hatırlatan Aydın, “Emek Sineması daha küçük ve daha az donanımlı olmasına rağmen toplum sahip çıktı, kurumlar sahip çıktı ve bugün yeniden yaşıyor. İstenirse Dilan Sineması da korunabilir” ifadelerini kullandı.

“50 Yıllık Emeğimiz Görmezden Gelindi”

19 yaşından itibaren sinemacılıkla uğraştığını ve 50 yılı aşkın süredir bu alanda emek verdiğini anlatan Aydın, tek amacının Diyarbakır’da yerel sinemanın sürdürülebilmesini sağlamak olduğunu söyledi. Galeria’da yürütülen yerel sinema girişimlerinin de deprem sonrası yok olduğunu belirten Aydın, “Yılların birikimi, arşivlerimiz, hatıralarımız kimsenin sahip çıkmaması nedeniyle yok oldu” dedi.

Kayyum Dönemlerinde Destek Vardı

Bazı dönemlerde yerel yönetimlerden destek gördüğünü de ifade eden Aydın, özellikle kayyum dönemlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat birimlerinin ücretsiz sinema gösterimleri konusunda kendisine imkân sağladığını söyledi. Karakoç Kültür Merkezi’nde yapılan gösterimlerin Diyarbakır halkı için önemli bir nefes alanı olduğunu belirten Aydın, bu katkıların altının çizilmesi gerektiğini ifade etti.

“Sorun Teknoloji Değil”

Sinemanın teknolojiye yenildiği görüşüne katılmadığını vurgulayan Aydın, Avrupa ve Amerika’da evlerde sinema sistemleri olmasına rağmen insanların hâlâ sinema salonlarına gittiğini söyledi. “Sinemada film izlemenin zevki başkadır” diyen Aydın, salonların sosyalleşme ve ortak duygu paylaşımı açısından vazgeçilmez olduğunu dile getirdi.

Kültür Bakanlığı’na Çağrı

Dilan Sineması’nın yeniden topluma kazandırılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na çağrıda bulunan Aydın, bu konuda raporlar hazırlandığını ancak sürecin yeterince sahiplenilmediğini ifade etti. Aydın, Dilan Sineması’nın Emek Sineması örneğinde olduğu gibi restore edilerek halkın hizmetine sunulması gerektiğini söyledi.

“Bu Bir Toplumsal Değerdir”

Dilan Sineması’nın aynı zamanda Ermeni bir mimar tarafından yapılmış olması nedeniyle mimari ve kültürel açıdan da eşsiz bir yapı olduğuna dikkat çeken Aydın, “Diyarbakır’da Ermeni mimarisinden kalan tek büyük yapı neredeyse burası. Yıkılmamalı, korunmalı” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin sinemanın korunmasına yönelik kararını da hatırlatan Aydın, bunun önemli bir fırsat olduğunu ifade etti.

“Sözle Değil, Eylemle Sahip Çıkılmalı”

Aydın, Diyarbakır’da kültür ve sanat alanında çok fazla söylem, çok az eylem olduğunu belirterek, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler ve valiliğin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. “Bu işler sloganla olmaz, emekle olur” diyen Aydın, Dilan Sineması’nın korunmasının Diyarbakır’ın kendi hafızasına sahip çıkması anlamına geldiğini sözlerine ekledi.

Muhabir: MEHMET SAİT BAYRAM