özDİYARBAKIR - Diyarbakır’da, akraba aileler arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan, Mazlum Karabulut ve babası Veysel Karabulut’un yaralandığı silahlı kavgaya ilişkin tutuksuz yargılanan S.K. (56) 7 yıl 2 ay, oğlu O.K. (36) ise 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Karar istinafa taşınırken, kavganın ardından yaralanan babasının sol bacağının kesildiğini belirten Mazlum Karabulut, sanıkların tutuklanmasını istedi.
Olay, 1 Kasım 2022’e Dicle ilçesi kırsal Süsümlü Mahallesi’nde meydana geldi. Dedesinin mahallesine tarla ekimi için giden Mazlum Karabulut ile babası Veysel Karabulut, akrabaları ile arasında yaşanan tartışma sonucu çıkan silahlı kavgada ağır yaralandı. İhbarla olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar, önce Hani İlçe Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı, buradan da Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Olayda gözaltına alınan S.K. ve O.K., ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan tutuklandı.
Olaya ilişkin haklarını dava açılan sanıklar, 1,5 yıl sonra, 11 Mart 2024’te görülen 2’nci duruşmada, suç vasfı ‘Kasten yaralama’ olarak değişince, sanıklar tahliye oldu.
Dosya istinaf mahkemesine taşındı
14 Şubat’ta görülen karar duruşmasında ise tutuksuz sanıklardan S.K. hakkında, Veysel Karabulut'a karşı ‘Neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama’ suçundan 4 yıl 8 ay 7 gün, Mazlum Karabulut’a karşı eyleminden dolayı da 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. O.K. hakkında ise Veysel Karabulut'a karşı eyleminden 3 yıl 9 ay, Mazlum Karabulut’a karşı eyleminden de 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. S.K. ve O.K.’nin tutuklu kaldıkları süreyi göz önünde bulunduran mahkeme, kovuşturma aşaması itibarıyla kaçma, gizlenme veya delilleri karartma şüphesi olmadığı gerekçesiyle sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verdi.
Veysel ve Mazlum Karabulut’un avukatı Mehmet Zeki Binbir, karara ilişkin itirazda bulunarak, dosyayı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı.
‘Ellerini kollarını sallayarak dışarıda geziyorlar'
Silahlı saldırıda ağır yaralanan ve 2 ay tedavi gören Mazlum Karabulut, olay gününü anlatarak, “1 Kasım 2022’den önce babaannem Hüsniye Karabulut’u arayıp tarlaya gelip buğday ekeceğimi söyledim. Onun onayıyla biz buğday alıp köye gittik. Amcam S.K. ile dedem, içerde karşılıklı oturuyorlardı. Biz de içeriye girdik. Biz içeriye girdikten sonra babaannem Hüsniye Karabulut dışarıya çıkıp, ellerini kafasına vurarak ‘bunlar silahlarını getirmişler ve sizi öldürecekler’ dedi. Bunu söylemesi üzerine pusuya düştüğümüzü anlayıp babamın kolundan tutup dışarıya çıkarmaya çalıştım. Biz daha dışarıda ayakkabılarımızı giyerken O.K. ve amcam S.K. bizi çapraz ateşe tuttu. Kasten öldürmeye teşebbüs mağduruyum. Yaklaşık 2 ay hastanede kaldım. Çok ağır tedaviler gördüm, 8-9 defa ameliyat oldum. Halen devam eden ameliyatlarım var. Vücudumdan almış olduğum darbeler nedeniyle hayati tehlikem devam ediyor. Karşı taraf, ismini şahit olarak verdiğim kişileri tehdit ettiler. Amaçları beni yalancı çıkarmak. Bize bunu yapanlar ellerini kollarını sallayarak dışarıda geziyor. Bunların dışarıda gezmelerini istemiyorum. Biz, bunların ağırlaştırılmış müebbet almalarını beklerken mahkeme bunlara ödül gibi ceza verdi. Biz adalet istiyoruz. Vücudumda aldığım darbeler dışında amcam S.K. yanıma oturup tüfeği kafama dayayıp bana, ‘gözlerini aç, bana bak. Seni nasıl öldüreceğim’ dedi. 3 defa tetiğe bastı ama tüfek patlamadı. Baba-oğul ve S.K.’nin eşi Ş.K. yerde bana eziyet ettiler. Başımıza gelen olay nedeniyle artık sağlık sorunlarımız yerinde değildir. Biz şu anda yaşayan ölüyüz” dedi.
‘Sol ayağım kesildi, sağ ayağımdan da ameliyat oldum'
Veysel Karabulut, verilen kararda mağdur olduklarını belirterek, “2 ayağıma da sıktılar. Bende silah veya başka bir şey yoktu. Kan kaybediyordum. Hani’deki hastaneye gönderdiler. Oradan da ambulansla Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk ettiler. Kendimi hastanede buldum. Şu an sol ayağımı kesmişler. Protez takıldı. Sağ ayağımdan da ameliyat oldum ve tekrar ameliyat olacağım. Mağdurum” diye konuştu.
‘Bilirkişi raporu gelmeden karar verildi'
Mahkemenin bilirkişi raporu gelmeden karar verdiğini ifade eden Avukat Mehmet Zeki Binbir, şöyle konuştu:
“Dosyada en büyük delilimiz, müvekkillerimin toplamış olduğu ses kayıtlarıydı. Biz ses kayıtlarını 1 Temmuz 2024 tarihindeki celsede mahkemeye sunduk. Mahkeme, talebimizi kabul etti ve dosyamızın Kürtçeden Türkçeye çevrilmesi için bilirkişiye gönderilmesini kabul etti. Yaklaşık 5-6 ay sonra 14 Ocak 2025’te dosyanın bilirkişiye gönderildiğine ilişkin teslim tutanağını dosyamızda gördük. Dosyanın bilirkişiden dönmesi beklenmeden 14 Şubat’taki duruşmada sanıklar hakkında savcılık mütalaasında ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ olmasına rağmen sanıklar hakkında ‘Kasten yaralama’ suçundan alt sınırdan ceza verme cihetinde bulunmuşlardır. Şu anda bizim talebimiz, bu kişiler hakkında yapılan yargılamanın gerçek deliller üzerinden gidilip adil bir yargılamanın sağlanmasıdır. ‘Kasten yaralama’ suçundan cezalandırmaları bizce hukuka ve hakkaniyete aykırı olacaktır. Özellikle müvekkillerimin bu mağduriyetinin giderilmesi için dosyamız şu anda istinafta ve bozulup yerel mahkemede tekrardan yargılama yapılmasını talep ediyoruz.”