Mesut ASLAN / özDİYARBAKIR - Eğitim Sen Diyarbakır 1 ve 2 Nolu Şubeleri, 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılına ilişkin değerlendirme raporunu kamuoyuyla paylaştı.

Diyarbakır’da bir ilk; Tunnig Festivalinde geri sayım
Diyarbakır’da bir ilk; Tunnig Festivalinde geri sayım
İçeriği Görüntüle

Rapor, Diyarbakır’daki öğrencilerin eğitim sürecinde karşılaştığı ekonomik, sosyal, yapısal ve ideolojik sorunları kapsamlı bir biçimde ortaya koydu. Açıklamayı yapan 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Saliha Zorlu, eğitim sisteminin öğrenci merkezli olmaktan uzaklaştığını, sermaye odaklı ve ideolojik müdahalelere açık bir yapıya dönüştüğünü vurguladı.

Yoksulluk, eğitimin önündeki en büyük engel

Diyarbakır’da yaklaşık 468 bin öğrencinin eğitim gördüğünü belirten Zorlu, kentin çocuk nüfus oranının Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğuna dikkat çekti. Öğrencilerin büyük çoğunluğunun yoksullukla mücadele ettiğini söyleyen Zorlu, “Çocuklar okullara aç gidip aç dönüyor. Kantin fiyatları nedeniyle gün boyu beslenemeyen öğrenciler var” dedi. “Her öğrenciye bir öğün nitelikli yemek ve su verilmesi” yönündeki taleplerini yineleyen Eğitim Sen, bu adımın eğitimdeki fırsat eşitsizliğini kısmen gidereceğini savundu.

Okullarda temizlik ve güvenlik sorunu

Raporda, okulların temizlik ihtiyacının karşılanmasında kullanılan İŞKUR ve İstihdam Uyum Programı (İUP) personelinin yetersizliği ve düşük ücretlerle güvencesiz çalıştırılması da eleştirildi. Bazı okullarda yeterli temizlik personelinin bulunmaması nedeniyle velilerden para toplanarak hizmet alımı yapıldığı, bu durumun ise dezavantajlı bölgelerde temizlik krizine neden olduğu vurgulandı. Ayrıca, sabah karanlığında başlayan ders saatleri nedeniyle öğrencilerin güvenliğinin tehlikeye atıldığı, bazı öğrencilerin okul çıkışında kazalara karıştığı ifade edildi.

Taşımalı eğitimde kriz derinleşti

2024-2025 eğitim öğretim döneminde, taşımalı eğitim sisteminde de ciddi sorunlar yaşandığı belirtilen raporda, özellikle kırsalda öğrencilerin aylarca okula ulaşamadığı, bu durumun hem akademik başarıyı düşürdüğü hem de çocukların psikolojik olarak etkilendiği bildirildi. Servis ücretlerinin düşük tutulması, ihale süreçlerinin gecikmesi ve protokoller nedeniyle kız çocuklarının eğitimden kopma riski taşıdığı da vurgulandı.

MESEM: Çocuk İşçiliği Yasallaştı mı?

Raporda dikkat çeken bir diğer konu ise Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulamaları oldu. Diyarbakır’da 25-30 bin öğrencinin MESEM kapsamında çalıştırıldığını belirten Eğitim Sen, bu sistemin çocuk işçiliğini yaygınlaştırdığını ve çocuk haklarını ihlal ettiğini açıkladı. “Okulda olması gereken çocuklar atölyelerde hayatını kaybediyor.” denilen raporda, bugüne kadar MESEM kapsamında en az 12 öğrencinin hayatını kaybettiği, denetimlerin yetersiz kaldığı ifade edildi.

Ana dilinde eğitim talebi yenilendi

Zorlu, milyonlarca Kürt çocuğunun kendi ana dilinde eğitim alamamasını eğitimdeki en temel eşitsizlik olarak tanımladı. Kürtçe'nin sadece seçmeli ders statüsünde sunulmasının yeterli olmadığını vurgulayan Zorlu, bu derslerin çoğu zaman okul idaresi tarafından engellendiğini ve Kürt dili öğretmenlerinin atanmaması nedeniyle derslerin fiilen uygulanamadığını ifade etti.

Lise tercihleri, sınıfsal kast sistemine dönüştü

Eğitimde yaşanan “kastlaşma” sorununa da değinilen raporda, merkezi sınav sisteminin avantajlı ve dezavantajlı öğrenciler arasındaki uçurumu derinleştirdiği belirtildi. Zorlu, “Yoksul çocuklar ya meslek lisesine ya da imam hatip liselerine yönlendiriliyor. Fen ve Anadolu liseleri ise daha çok sosyo-ekonomik avantajlı kesimlerin çocuklarına açık” ifadelerini kullandı.

Açık liselere yönelen öğrenci sayısındaki artışa da dikkat çekilerek, Diyarbakır’da 35-50 bin öğrencinin açık lisede eğitim aldığı bilgisi paylaşıldı.

Muhabir: Mesut Aslan