DİYARBAKIR HABER - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve avukat Türkan Elçi, Diyarbakır Barosu'ndaki üyeliğini sonlandırdığını açıkladı. Elçi, bu kararının gerekçesini, "Baro’nun bir üye ile aramızdaki ihtilafta tarafgir tutum sergilemesi ve hakkaniyet görevini yerine getirmemesi" olarak duyurdu.
Türkan Elçi, son dönemde kendisine yönelik “sistematik hedef göstermelere” ve Diyarbakır Barosu’ndan kaydını sildirmesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
CHP’de siyasete başladığı günden bu yana belirli bir kesim tarafından hedef alındığını belirten Elçi, "Bu durum artık yalnızca linç olarak geçiştirilecek bir durumun ötesinde kişilik haklarımın gaspı noktasına gelmiştir" dedi.
"Baro tarafgir bir tutum sergiledi"
Geçtiğimiz aylarda Diyarbakır Barosu’ndan kaydını sildirdiğini ancak kurumun kimliğine zarar vermemek adına o dönemde açıklama yapmadığını belirten Elçi, istifasının perde arkasını şu sözlerle anlattı:
"Barodan kaydımı sildirmemin sebebi, baro üyesi ile aramızda çıkan ihtilafa dair Baro’nun tarafgir bir tutum sergilemesi, savunmanın temsili olan bir kurumun hakkaniyetle ifa etmesi gereken görevini yerine getirmemesinden kaynaklıdır. Konunun çözülmesi için tarafsız bir komisyon kurulması ve sürecin sağlıklı yürütülmesi için çaba gösterdim. Ancak tüm iyi niyetli girişimlerim sonuçsuz kaldı."
Konu yargıya taşındı
Elçi, söz konusu baro üyesi avukatın kendisinin ve çocuklarının hakkını gasp ettiğini savunarak, "Yaptığım başvurular dikkate alınmadığı için süreci yargıya taşıdım. Yargı süreci şu anda devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
Attığı adımların çarpıtılmasına ve eşi Tahir Elçi'nin isminin tartışmalara malzeme edilmesine tepki gösteren Türkan Elçi, "Hakkımı savunmak için attığım her adımın çarpıtılması; çocuklarımın ve hatta hayatını kaybetmiş eşimin dahi bu tartışmalara malzeme edilmesi, ülkemizdeki kutuplaşmanın ve sorumsuz dilin ne denli yıkıcı olabileceğini bir kez daha göstermiştir" değerlendirmesinde bulundu.
"Şımarık ve nobran bir dil hakim"
Açıklamasında, uzun süren çatışmalı süreçlerin yarattığı toplumsal tahribata da dikkat çeken Elçi, şu eleştirilerde bulundu:
"Bu süreçler; şiddete dayalı sert bir dilin egemen olduğu, nobran, hak arama kisvesi altında hak yiyen, demokratik olduğunu iddia ettiği hâlde antidemokratik, barışçıl olduğunu söylediği hâlde sataşkan, yıkıcı bir yoz kültür yaratabiliyor. Bu kültürün şımarık dili, sosyal medyada olduğu gibi hak arama iddiasındaki kurumları dahi işlevsiz hale getirebiliyor."
Elçi, hakaret ve iftirayı yöntem olarak benimseyenlerle yargı önünde hesaplaşmaktan geri durmayacağını vurguladı.




