DİYARBAKIR HABER – Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Ekim 2025’e ait hapishane istatistiklerini yayımladı. Rapora göre Türkiye’deki cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü toplam mahpus sayısı 420 bin 904’e ulaştı. Bu sayı, hapishane kapasitesinin yüzde 138’ine denk geliyor.
Karar’dan Ebru Yazıcı’nın haberine göre, CİSST’in, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verileriyle paralellik gösteren çalışmasına göre, Türkiye genelinde 402 cezaevinde kapasitenin 116 bin kişi üzerinde mahpus bulunuyor.
Toplam kapasite 304 bin 964 kişi olmasına rağmen, hapishanelerde 420 binden fazla kişinin tutulduğu kaydedildi. Buna göre doluluk oranı yüzde 138,1, kapasite fazlası ise 116 bin 18 mahpus olarak hesaplandı.
Tutuklu sayısı sürekli artıyor
Raporda, özellikle tutuklu mahpus sayısındaki artışın dikkat çekici olduğu vurgulandı.
Toplam mahpus sayısı bir önceki aya göre yüzde 0,4, son altı aya göre ise yüzde 4,4 artış gösterdi.
Hükümlü mahpus sayısı 357 bin 646 olarak kaydedilirken, bu grup toplam mahpus nüfusunun yüzde 85’ini oluşturdu.
Tutuklu mahpus sayısı ise geçtiğimiz aya göre yüzde 1,2, son altı aya göre ise yüzde 11,7 artarak 63 bin 258’e yükseldi. Tutuklular, cezaevlerinde kalanların yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor.
Bu hızlı artışın, 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan süreç ve CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarla bağlantılı olabileceği değerlendiriliyor.
Çocuk ve kadın tutuklu sayısında dikkat çeken yükseliş
Ekim ayı verilerine göre, 12-18 yaş arası çocuk mahpus sayısı son altı ayda yüzde 13,7 artarak 4 bin 561’e ulaştı. Bu çocukların yüzde 4,1’i kız.
Cezaevlerinde 19 bin 290 kadın mahpus bulunuyor. Anneleriyle birlikte kalan 0-3 yaş arası çocuk sayısı 434, 4-6 yaş arası çocuk sayısı 388 olarak güncellendi.
Yaşlı mahpus sayısında artış
Rapora göre, 65 yaş ve üzeri mahpus sayısı 6 bin 543. CİSST, bu grubun özel sağlık ve bakım ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti.
Doluluk oranı rekor seviyede
CİSST raporunda, Türkiye’deki cezaevlerinin mevcut kapasitesinin çok üzerinde çalıştığına vurgu yapılarak, aşırı doluluğun mahpusların yaşam koşullarını ağırlaştırdığı ve hak ihlallerine zemin hazırladığı ifade edildi.