DİYARBAKIR HABER - Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, "Kürt meselesinin çözümü tarafların kendisini hiçbir kısıtlama ve sansür olmaksızın anlatabilmesi ile mümkündür" dedi.

Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, altıncı toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın konuşmasının ardından Türkiye’deki baroları temsilen gelen baro başkanlarının konuşmalarına geçildi.

"Silah bırakma töreni bir dönüm noktasıydı"

Toplantıda konuşan Güleç, Diyarbakır Barosu’nun toplantıya davet edilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Güleç, TBMM çatısı altında kurulan komisyonun çalışmalarının, ülkenin yakın tarihine ilişkin önemli bir hafıza oluşturacağını ve bunun son derece kıymetli olduğunu söyledi.

Ekim 2024’te başlayan sürecin, 11 Temmuz 2025’te Süleymaniye kentinde PKK’nin üst düzey yöneticileri ve üyelerinin silahları yakmasıyla önemli bir dönüm noktasına ulaştığını ifade eden Güleç, “Düzenlenen silah bırakma töreni, Kürt meselesinin şiddet yoluyla çözümü anlayışının terk edildiğini göstermekte ve kalıcı barışın kapısını aralamaktadır. Bu gelişme, cezaevlerinde tutulan binlerce kişi ile Avrupa’da yurdundan uzakta adeta sürgün hayatı yaşayan yurttaşların toplumsal ve siyasal yaşama yeniden katılımını sağlamak amacıyla özel bir yasanın çıkarılmasını da zorunlu kılmaktadır” şeklinde konuştu.

"Kürtçe hutbe olmaması Kürtleri inciten bir durumdur"

“Kürtler, yalnızca hak arayışlarını dile getirdikleri için adeta düşmanlaştırılmış, talepleri ise çeşitli yaftalamalarla itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır” diyen Güleç, şunları kaydetti:

“Komisyonunuz, ayrıştırıcı bu dili reddederek toplumsal kesimleri yeniden bir araya getirmeli; barışın dilini, çözümün dilini, hukukun ve demokrasinin evrensel değerlerini esas alan kapsayıcı bir anlayışla geliştirmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 8 dilde yayımladığı hutbenin Kürtçe yayınlanmaması gibi Kürtler açısından incitici bir durumdur. Kadınların can güvenliğinin tesisi amacıyla geliştirilen KADES uygulamasına Kürtçe dilinin eklenmesi Baromuzca dava açılması sonucu gerçekleşmiştir.”

"Devletin tüm kurumları Kürtçeyle barışmalıdır"

Güleç’e göre meclisin, halkın ve milletin sesi olan en temel kurum olarak, böyle bir ana dili kullanımına inisiyatif alarak izin verebilmesi gerekiyor. Bu tutum Kürtçenin normalleşmesi ve barışın dili olması bakımından çok kıymetli bir adım olabilir.

“Kısıtlayıcı düzenlemelere rağmen, kamusal alanda da kısmen kullanılan bu dil, hayatın içinde zaten varlığını sürdürmektedir” diyen Güleç, “Bu sorunların bir daha yaşanmaması Kürtçe anadilde eğitim hakkının tanınmasıyla mümkündür. Devlet ve bütün devlet kurumları Kürtçeyle barışmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

"Yeni bir anayasa, tarihsel bir zorunluluktur"

Hukukçu Güleç’e göre yeni bir anayasa artık bir tercih değil, tarihsel bir zorunluluk. Toplumsal uzlaşıya dayalı, özgürlükleri esas alan ve herkesin kendini eşit yurttaş olarak görebileceği bir anayasanın yapılması şart. “Türkiye’nin demokratikleşmesi ve kalıcı toplumsal barış için en acil ve hayati adımdır” diyen Güleç, şunları kaydetti:

Diyarbakır’da Aram Tigran konservatuarı yeniden açılıyor
Diyarbakır’da Aram Tigran konservatuarı yeniden açılıyor
İçeriği Görüntüle

“Yeni bir anayasa ile birlikte seçim yasası ve Siyasi Partiler Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, İnfaz Kanunu başta olmak üzere, birçok kanunda gerekli hukuki düzenlemeler yapılmalı, meclisin sadece iktidarın değil, muhalefetin de etkin rol alabildiği, halkın gerçek sesini yansıtan ve politika üreten yasama organı olarak işlev göreceği bir mekanizmaya dönüştürülmesi sağlanmalı ve Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunacak, Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden kaynaklı çekince koyduğu ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı gibi uluslararası sözleşmelerle ilgili çekinceler kaldırılarak toplumsal barış ve eşit yurttaşlık güçlendirilmelidir. Mevzuat gözden geçirilerek uluslararası sözleşmelere uygun hale getirilmeli ve kadın özgürlüğünü esas alan, çocukları ve kadınları şiddete karşı gerçek manada koruyacak yasal önlemler yaşama geçirilmelidir."

Abdulkadir Güleç, komisyonun, Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümüne, Türkiye’nin demokratikleşmesine ve yargının bağımsızlığına katkı sunacağına inandığını dile getirdi.

Kaynak: HABER MERKEZİ