Diyarbakır’ın eski günlerini anlatmakla bitmez. Özellikle kadınların muhabbetleri bir başka olurdu.
Ali paşa’daki kadınlar, genellikle öğleden sonraki saatlerde, sokaklarda, kapı eşliklerinde, ya da boş arsalara serdikleri kilimlerin üzerine bağdaş kurar, pişirdikleri çaylarını içer, hazırladıkları, yeşil soğanlı, haşlanmış yumurtalı nergizlemeleri, yoğurdukları Belluh (mercimekli köfte) ya da yumurtalı yalancı çiğköfteyi, birbirine ikram eder, yerlerdi.
Kadınlar bir yanda sohbet ederken bir yandan da, birbirleriyle dalaşan çocuklarına seslenirdi
-Rahat dur oğlum, hele şu köyneğin halına bak. Bak ne hale koymişsan?
Bu arada yanındaki komşu kadına döner.
-Vallah bacım, ikisini de bu sabah giydirmişem…
Komşu kadına derdini anlatırken bu kez gözü kızına ilişir. Başlar bağırmaya.
-Hele bak bacım, hele bak bu kızın yaptığına, Kız! Yere batasıca, iki kolun yanan uzana, kusülümür olan inşallah. Burnun kolunla silme kız…
Sonra dönüp sohbetlerine devam ederlerdi.
-Bacım bu uşaklarnan belaya düşmüşem valla. Çocuğun var, derdin var. Bizim herif bunlara çok yüz veri bacın. Bahan kalsa bacaklarını kıraram. Sona bu kaynanam var ya kaynanam. Cazu kari benim kıccığıma bu çocukları şımarti.
Yazıdaki bazı kelimeler eski Diyarbakır şivesiyle geçtiği için düzeltmek istemedim.
Trend Haberler
Diyarbakır’da Covid tartışması; Uyarı var, pandemi yok!
AK Parti Diyarbakır Kayapınar’da seçim var gibi sahada
Diyarbakır Şehitlik Mahallesi İsyanda: Bit Pazarı huzuru kaçırdı
Leyla Zana’ya tribünlerden çirkin saldırı: Siyasilerden peş peşe tepkiler
Öz kızına cinsel istismarda bulunan kişi serbest bırakıldı
Diyarbakır Şilbe Mahallesi’nde başıboş köpek dehşeti