Türkiye’nin çözüm bekleyen acil sorunları; Ekonomik, sosyal, hukuki ve çevresel boyutlarıyla birbirini etkileyen ve birbirinden, bağımsız olmayan sorunlardır.
Sonraki incelemelerimizde teke tek ve ayrıntılı olarak üzerinde durulacak ve acil koduyla, çözüm bekleyen ve en çok öne çıkanları, geniş bir toplumsal uzlaşıyla ve özetle kısaca şöyle sıralanabilir:
1. Ekonomik Sorunlar
En acil başlık olarak görünür ise de, kanaatimce, adalete ve GSMH nın bölüşüm ve erişimindeki adil davranış işlevi, zamanlama itibariyle, birinci başlık olarak etüd edilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının dayanılmaz hale gelmesi; sosyal ve ailesel sorunlara etkin bir şekilde yol açması.
Gelir dağılımı adaletsizliği. Bu sorunun ciddi sonucu olarak, toplumsal hayatımızda boy göstermesi; bu nedenlere istinaden de sınıfsal çatışmaların önleyici ve güvenli emniyet subabı olan ve kategorik anlamda bir sosyal sınıf olan, orta sınıfın erimesi…
Genel olarak İşsizlik; ve özellikle, genç işsizliği; ayrıca, okumuş ve nitelikli işgücü olan genç işsizliği…
Türk lirasının zaman itibariyle sıkça değer kaybına maruz kalması ve alım gücünün düşmesi; bunun sonucu olarak toplumda, psikolojik güvensizliğin kalıcı olarak egemen hale gelmesi.
Borçluluk; hane halkı, KOBİ ve kamuya, yada kamu ve diğer bankalara, acil ihtiyaç nedeniyle zorunlu borçlanma.
Borç ilişkisi uzun ve kısa vadeli olarak; günlük yaşamı, doğrudan etkilediği için toplumda, en fazla baskı yaratan alan haline gelmiştir.
2. Hukuk Devleti ve Adalet, hukuk devleti anlayışı, icrai olarak toplumsal hayata kurumsal bir anlayışla, uygulanmadıkça, adaletin tatbikinden söz edilemez. Bu nedenle adalet, yargı organlarımızın duruşma salonlarında, adalet uygulayıcıları olarak, hakim veya mahkeme heyetinin arka platformlarında: “Adalet Mülkün (Devletin) Temelidir” şeklinde yer almaktadır. Bu anlayışa göre, Devletimizi seviyorsak; onun temelini teşkil eden adaleti de sevmek zorundayız.
Yargı bağımsızlığına dair güven sorunu. Bağımsız hakim teminatıyla teorik olarak güven altına alınmıştır.
Uzun yargılama süreleri
İfade ve basın özgürlüğü tartışmaları
Hukukun öngörülebilirliğinin zayıflaması
Hukuk güvenliği olmadan ekonomik ve sosyal iyileşme zorlaşıyor.
3. Eğitim Sistemi
Sık değişen eğitim politikaları
Eğitimde kalite ve fırsat eşitsizliği
Nitelikli öğretmen sorunu
Üniversite mezunu işsizliği
Uzun vadede ülkenin rekabet gücünü belirleyen temel alan.
4. Göç ve Mülteci Meselesi
Milyonlarca sığınmacının entegrasyonu veya geri dönüşü
Toplumsal uyum sorunları
Yerel ekonomiler ve kamu hizmetleri üzerindeki baskı
Hem sosyal hem siyasi etkileri giderek artıyor.
5. Deprem ve Afet Yönetimi
Depreme dayanıklı olmayan yapı stoku
Kentsel dönüşümün yavaşlığı
Afet sonrası koordinasyon ve denetim eksikleri
Zaman kaybı ve alınması gereken önleyici tedbirlerin alınmaması yada geciktirilmesi ; ayrıca, afet sonrası zamanında ve bilinçli bir şekilde, önlem alınmaması; doğrudan can kaybına dönüşebilir.
6. Sağlık Sistemi
Sağlık çalışanlarının tükenmişliği ve göçü
Randevu ve hizmet erişim sorunları
Özel ve kamu alanlarında, sağlık politikasına ilişkin dengesinin sağlanamaması.
7. Tarım ve Gıda Güvenliği
Çiftçiyi subvansiye edecek keza motive edecek destekleyici programların, sunulmaması sonucu, üretime elverişli geniş, verimli alanlara sahip olmamıza rağmen, Çiftçinin üretimden çekilmesi…
Girdi maliyetlerinin yüksekliği ve desteklenmemesi
Gıda fiyatlarındaki artış; yukarıda değindiğimiz gibi; destekten yoksun kalan üretici/çiftçi, girdi maliyetleri ile tarımsal üretim aşamasında, istihdam edilen tarım işçisinin, emek/ücret maliyetinin yüksekliği
Su ve iklim kriziyle üretimin, uyum eksikliği
8. Çevre ve İklim Krizi
Su kıtlığı riski,
Plansız şehirleşme,
Doğal alanların tahribi,
İklim değişikliğine hazırlıksızlık
9. Toplumsal Kutuplaşma
Siyasi ve kültürel gerilimler
Ortak dil ve uzlaşı eksikliği
Gençlerde umutsuzluk ve beyin göçü…
Özetle:
Ekonomi, hukuk, eğitim ve üretim gibi, aciliyet arzeden sorunlar çözülmeden, diğer sorunların kalıcı olarak çözülmesi mümkün değildir; yada vuslat, hep başka bir bahara ertelenir diye düşünüyoruz…!