Diyarbakır’ın kaldırımları tek tek işgal edilmiş. Koca dükkânlar yetmemiş gibi birde kaldırımları işgal etmeye başlamış.

Caddelerde arabaların arasından geçmeye çalışıyor insanlar, 4 metrelik bir kaldırımın 3 metresini bu esnaflar işgal ederken, zabıtalar göre göre bu işgalcilere neden müdahale etmiyor veya edemiyor.

Zaten caddelerde araçlar zaman zaman çift sıra araçlarını park ederken birde bu kaldırım işgalcileri vatandaşları bezdirdi, çileden çıkardı.

Diyarbakır’ın en işlek semti olan ofis semtinde adeta kaldırımda yürümek aynen hendek atlamak gibi bir hal almış, bir taraftan Sanat sokaktaki işgalciler, bir taraftan bakkalların işgalleri, bir taraftan kokoreççilerin işgali, bir taraftan çiğercilerin işgali, bir taraftan lokantaların işgalcileri adeta bir parsellenmiş gibi.

Ofis semtinde yıllardır hizmet veren bir lokanta, ekmek arası lokantası, bu binaya yıkım kararı verilmiş veya yıkılması gerekir diye boşaltılırken sökülen demirlerin, kabloların kaldırıma ne kadar zarar verdiğini bir görmek lazım, burası yıkılacak, yıkılırken de bulunduğu yerin kaldırımları da ister istemez zarar görecek, sonradan bu zararı onarması gereken işletme hiç elini vurmadan bu kaldırımları yıkık bir şekilde bırakarak gidince iş bu defa Belediyeye kalıyor, Belediye yıkılan yerlerdeki kaldırımları yeniden onarmak mecburiyetinde mi hayır, buraları harabeye çevirenlerin mutlaka buraları onarması gerekir.

İşte; Ofisteki yıkılan Yurt Kur binasının kaldırımları, Ekinciler caddesindeki Emniyet Müdürlüğü ve yurdun bulunduğu binanın kaldırımları. Nerede bir bina yıkılmışsa bu binaların kaldırımları onarılmadan harabe olarak bırakılmış, Son olarak Ofis posta hanesinin yıkımı sırasında kaldırımın onarılmadan bırakılması gibi.