İnsan Hakları Gününün Tarihsel Arka Planı, Evrensel İlkeleri ve Güncel Sorunlar Üzerine

10 Aralık İnsan Hakları Günü, 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilmesini anmakta ve temel insan hakları bilincinin küresel düzeyde güçlendirilmesini amaçlamaktadır. Bu makale ile

İnsan Hakları Günü’nün tarihsel bağlamını, evrensel insan hakları ilkelerini ve günümüzde insan hakları alanında karşılaşılan zorluklar, uluslararası hukuk mekanizmaları, devletlerin sorumlulukları ve bireyin konumu değerlendirilmeden, çağdaş insan hakları söyleminin dönüşümünü ele almak, bir eksiklik olarak düşünmekteyiz.

İnsan hakları, insanın, yalnızca insan olmasından kaynaklanan, devredilemez ve evrensel nitelikteki haklar bütünselliğidir. Modern insan hakları anlayışının temel taşlarından biri olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, (İHEB), 10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmiştir.

Bu tarih, insanlık tarihindeki en kapsamlı normatif çerçevelerden birinin başlangıcı olarak kabul edildiğinden her yıl “İnsan Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. İnsan Hakları Günü, yalnızca bir anma değil; devletlerin, kurumların ve bireylerin insan hakları konusundaki taahhütlerini yeniden gözden geçirmesi açısından da kritik ve oldukça önemli bir anlam taşır.

İnsan Hakları Günü’nün Tarihsel ve Hukuki Arka Planında,

20. yüzyılın ilk yarısı, özellikle II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan sistematik ihlaller, küresel bir insan hakları düzeninin oluşturulması gerekliliğini açıkça ortaya koymuştur.

Bu bağlamda, 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler, insan haklarının korunmasını temel amaçlarından biri olarak belirlemiş ve bu doğrultuda normatif çalışmalar başlatmıştır.

İHEB’in kabulü, uluslararası insan hakları hukukunun kurumsallaşmasının başlangıcı niteliğindedir. Bildirge hukuken bağlayıcı olmasa da daha sonraki uluslararası sözleşmelere (Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi vb.) ilham vermiş ve zamanla uluslararası teamül hukukunun bir parçası hâline gelmiştir. Bu nedenle İnsan Hakları Günü, yalnızca sembolik değil, hukuki ve politik açıdan da güçlü bir referans noktasıdır.

Evrensel İnsan Hakları İlkeleri ve İnsan hakları kavramı, üç temel ilke üzerine inşa edilmiştir:

1. Evrensellik

İnsan hakları, kültürel, etnik, ulusal, cinsiyet temelli veya sınıfsal ayrımlara bağlı olmaksızın tüm insanları kapsar. Evrensellik ilkesi, insan haklarının sınırlar ya da rejimler tarafından belirlenemeyeceğini vurgular.

2. Bölünmezlik ve Birbiriyle Bağlantılık

Siyasal ve medeni haklar ile ekonomik, sosyal ve kültürel haklar, birbirinden ayrı düşünülemez. Bir hakkın ihlali, diğerlerini de dolaylı olarak etkiler.

3. Devredilemezlik

İnsan hakları, hiçbir biçimde geri alınamaz, devredilemez ve kişinin rızasıyla bile vazgeçilemez niteliktedir.

Günümüzde İnsan Hakları Alanındaki Sorunların var olduğu, bilinen bir medeni insan ayıbıdır.

İnsan Hakları Günü, küresel insan hakları sorunlarının tartışılması için önemli bir platform sunmaktadır. Günümüzde öne çıkan başlıca sorun alanları şunlardır:

1. Mülteci ve Göçmen Hakları

Savaşlar, iklim krizi ve ekonomik eşitsizlikler nedeniyle zorunlu göç artmakta; mülteciler temel haklara erişimde ciddi engellerle karşılaşmaktadır.

2. Dijital Haklar ve Mahremiyet

Dijitalleşmenin hızlanması, kişisel verilerin kötüye kullanımı ve gözetim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte “dijital insan hakları” yeni bir gündem haline gelmiştir.

3. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Kadınlara ve diğer bireylere yönelik ayrımcılık ve şiddet, küresel ölçekte devam eden temel insan hakları ihlallerindendir.

4. İfade Özgürlüğü ve Medya Bağımsızlığı

Birçok ülkede ifade özgürlüğü baskı altında olup gazetecilere yönelik şiddet ve sansür mekanizmaları, ciddi bir sorun oluşturmaktadır.

5. Ekonomik Adaletsizlikler

Gelir eşitsizliğinin artması, sosyal devlet mekanizmalarının zayıflaması ve iş güvencesinin azalması, ekonomik ve sosyal hakları tehdit etmektedir

İnsan Hakları Günü’nün Önemi

Devletlerin insan haklarına yönelik yükümlülüklerini hatırlatması açısından büyük önem taşır. Bunun yanı sıra:

Toplumsal farkındalık yaratır,

Sivil toplum faaliyetlerini destekler,

Yeni politikaların ve hukuksal düzenlemelerin geliştirilmesine katkı sunar,

İnsan hakları kültürünün yaygınlaşmasını teşvik eder.

Bugün, insan haklarının yalnızca hukuki bir kavram değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk olduğunu hatırlatır.

Sonuç itibariyle İnsan Hakları Günü, insanlık tarihinin en önemli hukuksal ve ahlaki kazanımlarından biri olan insan haklarını kutlamanın ötesinde, mevcut sorunların görünür kılınması ve çözüm için kolektif çabanın yeniden yapılandırılması açısından kritik ve önemli bir gündür. İnsan haklarının korunması, yalnızca uluslararası kuruluşların ya da devletlerin değil, tüm bireylerin ortak sorumluluğudur.

Bu anlayıştan yola çıkarak, Yeni Yüzyıl Partisi olarak, Parti Programımızda

- Adalet ve eşitlik

- İnsansan Haklarına Saygı

- Demokratik ilkeler

- Ahlak ve maneviyat

- Hukukun üstünlüğü

- Milli birlik ve beraberlik,

- Sürdürülebilir kalkınma

- Toplumsal katılım

- Eğitim ve bilinçlendirme

- İşbirliği ve diyalog

- Uygulamada şeffaflık,

- Sosyal sorumluluk,

- Gençlerle ilişki kurma, gibi ilkeler ve değerler yer almaktadır.

Bu nedenle, İnsan Hakları, Partimiz açısından oldukça önemli ve üzerinde tavizsiz durulan temel ilkelerimizdir. Bu husus gözetildiğinde, İnsan hakları mücadelesinin sürekliliği için, bu gün, sürekli bir devam çağrısı niteliğinde ve önemindeki yerini korumaya devam edecektir.