Diyarbakır, son yıllarda hızla artan araç sayısı ve trafik kazalarıyla gündeme geliyor. Ancak, bu artışın sebeplerinin yalnızca araç yoğunluğu olmadığını, daha derin sorunların olduğunu kabul etmek gerekiyor. Şehir içi ulaşımda yaşanan sıkıntılar, özellikle denetim eksikliklerinden kaynaklanıyor. Trafiğin kontrolsüz hale gelmesi, sadece araç sahipleri için değil, her bir birey için tehlikeli bir durum yaratıyor.

Diyarbakır, büyüyen nüfusuyla birlikte araç sayısında da ciddi bir artış yaşamış durumda. Ne yazık ki bu artışa paralel olarak trafik denetimleri ve kurallara uyum konusunda bir iyileşme gözlemlenmiyor. Özellikle şehir içi ulaşım yapan minibüs ve dolmuşlar, sık sık trafik kurallarını hiçe sayarak yolcu alıp indirmeye devam ediyor. Duraklar dışında, hatta kırmızı ışıkta bile yolcu alıyorlar. Bu tür davranışlar, sadece trafiği aksatmakla kalmıyor, aynı zamanda büyük bir tehlike oluşturuyor.

Bir yolcu, araçlara binmek ya da inmek için aniden yola adım atabiliyor. Bu tür davranışlar, diğer araçların ani fren yapmasına, kaza risklerinin artmasına neden oluyor. Özellikle yoğun saatlerde, trafikteki diğer sürücüler hızlarını azaltmak zorunda kalıyor, bu da zincirleme kazalara davetiye çıkarıyor. Kırmızı ışıkta yolcu almak, araçların önüne tehlikeli bir şekilde geçmek, yaya güvenliğini de hiçe saymak demek oluyor.

Trafik kazalarının azaltılması için sadece araç sayısının kontrol altına alınması yeterli değil. Şehirdeki araç sürücülerinin bilinçlendirilmesi, trafik kurallarına uyumlarının sağlanması ve denetimlerin arttırılması büyük önem taşıyor. Trafik polislerinin sadece hız denetimi yapması, trafiğin güvenli bir şekilde işlemesini sağlamaya yetmiyor. Sürücülerin ve yolcuların eğitimli olması, yolda daha dikkatli olmaları için gerekli. Ancak, denetim eksiklikleri nedeniyle araç sahipleri trafik kurallarını ihmal edebiliyor ve bu da kazaların artmasına yol açıyor.