Bazen doktor doktor gezersiniz ama derdinize çare bulamazsınız. Vücudumuzda ya da ruhumuzda bir aksaklık vardır ama ne biz anlayabiliriz ne de gittiğimiz doktorlar çare bulabilir.
Kaç kişi vardır ki yıllarca süren mide ağrıları için onlarca farklı ilaca, teste rağmen bir türlü iyileşemez? Ya da bir türlü geçmeyen baş ağrıları için her çare denendiği halde sonuç alınamaz? Tam vazgeçmişken, bir gün hiç beklenmedik bir yerde, belki de bir devlet hastanesinin koridorlarında, belki özel bir klinikte, bir doktor size basit bir soru sorar ve cevabı aldıktan sonra “Bunu daha önce kimse sormadı mı?” der. Ve hastalığınızın adı konur. Belki bir ilaçla, belki bir operasyonla ya da yalnızca yaşam alışkanlıklarınızı değiştirerek iyileşirsiniz.
Bazen yıllarca terapi alır, ilaç kullanır ama yine de iyi hissetmeyiz. Çünkü doğru teşhis konmamıştır ya da o teşhisi koyacak doğru hekimle yollar kesişmemiştir.
Burada bir şeyi netleştirmek gerekir: Doktorlar da insandır. Elbette hepsi mesleğini iyi yapmaya çalışır. Ama bilgi, tecrübe, bakış açısı ve hatta empati düzeyleri birbirinden farklıdır. Kimi sadece semptoma odaklanır, kimi ise insanın bütününe bakar. Kimi sizi on dakika dinler, kimi yirmi dakika boyunca hayat hikâyenizi anlamaya çalışır. Ve işte o fark, bazen hayat kurtarır.
Son söz olarak şunu söylemek isterim: Sağlık, sadece ilaçla değil; doğru bilgiyle, doğru teşhisle ve doğru doktorla mümkün olur.