Her yılın Haziran ayında aynı sahne, farklı oyuncular. Sınav sabahı uyanamayanlar, kimliğini unutanlar, sınav giriş belgesini evde bırakanlar… LGS dün yapıldı ve manzara değişmedi. Kapıda ağlayan çocuklar, panik içindeki veliler, son dakikada koşarak gelen öğrenciler… Yıllardır bu sahneyi defalarca izledik. Ne yazık ki yine değişen bir şey olmadı.

Şimdi önümüzde büyük bir sınav var. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS). Milyonlarca gencin en önemli günü. Şimdi sizlere sesleniyorum: Lütfen aynı hataları tekrarlamayın.

Hazırlığınızı bir gece önceden yapın. Giriş belgenizi yazıcıdan çıkarın. Kimliğinizi kontrol edin, süresi geçmemiş mi? Fotoğrafı güncel mi? Kaleminiz, silginiz, suyunuz hazır mı? Hatta bana kalırsa, hepsini ayakkabınızın üzerine bırakın. Sabah gözünüzü açar açmaz ilk göreceğiniz yer orası olsun.

Sabahın heyecanı, sınav stresi zaten yeterince yorucu. Bir de “kimliğimi unuttum” paniğiyle sınava girmeye çalışmak, o anı kâbusa çevirebilir. Ve ne yazık ki o birkaç dakikalık dalgınlık, bir yılın emeğini çöpe atabilir.

Veliler, sizlere de büyük görev düşüyor. Çocuğunuzun sadece akademik başarısına değil, sınav sabahı moraline de destek olun. Gereksiz stres yaratmak yerine, onların yanında olduğunuzu hissettirin. Bu, belki de en az net sayısı kadar önemli.

Unutmayın, başarı sadece doğru şıkları işaretlemekle değil, doğru zamanda, doğru yerde ve hazırlıklı olmakla gelir.

Bir sınav sabahı klasiğini daha yaşamamak dileğiyle… YKS’ye girecek tüm öğrencilere başarılar!